İslam’ı benimsemiş bir kimsede sizce bulunması gereken temel ahlaki nitelikler nelerdir?
İslam ahlakının temelini oluşturan unsurlar; adalet, şecaat, iffet ve hikmettir. Bütün güzel huy ve erdemli davranışların temelinde bu ilkeler bulunur. Kendileri de birer erdem olan bu ilkeler diğer erdemleri hem etkiler hem de onlara belirli bir ölçü ve düzen verir.
Erdem (Fazilet) nedir? Diyanet İslam Ansiklopedisi
Erdem veya fazilet, ahlaki olarak doğru olan şeyi yapıp yanlış olanı yapmamaktır. Wikipedi
Erdem; ölçülü olmaktır.
• şu erdem erdem denilen şey de nedir?
— dücane cündioğlu (@ducane) March 15, 2019
erdem bugün tepeden tırnağa siyasette olmayan ahlakî niteliktir: itidal (ölçülü olmak).
düşüncede itidal: hikmet
arzuda itidal: iffet
öfkede itidal: cesaret
hikmet+iffet+cesaret=adalet
seçmenin bile umurunda olmayan o erdem işte budur.
Adalet
Adalet; doğruluk, denge, gerçeğe uygun hükmetmek, doğru yolu izlemek, dürüstlük, tarafsızlık, her şeyi yerli yerine koymak gibi anlamlara gelir. Adalet toplumsal hayatta dirlik ve düzeni, haklara riayet etmeyi, hukuka uygun yaşamayı sağlayan temel bir erdemdir. Bir karakter özelliği olarak ise adalet; aşırılıklardan uzak, dengeli ve ölçülü bir kişilik yapısını ifade eder. Adalet ile aynı kökten gelen itidal; duygu, düşünce ve davranışlarda dengeli, ölçülü ve tutarlı olmaktır. İnsandaki öfke, arzu ve akıl gibi kuvvetlerin dengelenmesiyle adalet erdemi elde edilir.
Her alanda itidali tavsiye eden İslam, ahlak alanında da adalet ve itidali temel bir unsur olarak belirlemiştir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.” buyurarak insanlara haklarının verilmesini emreder. Bununla birlikte itidal üzere olmayı, savurgan olmamayı, aşırıya kaçmamayı ilke olarak ortaya koyar. Örneğin harcamalarda cimrilik de savurganlık da doğru görülmez. Erdemli davranışlar iki aşırı ucun ortasında yer alan davranışlardır. Kişinin ahlaki olarak itidal noktasını bulması ve buna göre davranması İslam ahlakının amaçlarındandır.
Adil bir kişide dürüstlük, güvenirlilik, hakkı üstün tutma, kendi aleyhine bile olsa adaletin tecelli etmesini sağlama gibi faziletler ortaya çıkar. Adil kişi bedeni ihtiyaçlarını karşılarken aşırıya kaçmadığı gibi duygu, düşünce ve davranışlarında da aşırıya kaçmaz. Ne kendi nefsine ne de başkasına zulmeder. Bu açıdan adalet; insanda var olan güdü ve dürtülerin sağlıklı ve dengeli bir biçimde tatmin edilmesini de sağlar. Aksi durumda kişinin arzularını, bedeni ve maddi hazlarını sınırsızca tatmine yönelmesi ölçüyü kaçırıp haddi aşmasına, manevi dengesinin bozulmasına ve ahlaki zafiyetler göstermesine neden olur. Bu durum hem bireysel hem de toplumsal hayat için pek çok olumsuzluğu beraberinde getirir.
Şecaat
Cesaret, yiğitlik, kahramanlık gibi anlamlara gelen şecaat İslam ahlakının temel unsurlarındandır. Şecaat korkaklık ve saldırganlık arasındaki orta yolu ifade eder. Her insanda var olan gazap, öfke, hiddet, sahip olduğu şeyleri savunma, bir şeyleri elde etme arzusu gibi güdü ve dürtülerin terbiye edilip iyiliğe yönlendirilmesiyle şecaat erdemi elde edilir.
“Size karşı savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat aşırılığa sapmayın; Allah aşırılığa sapanları sevmez.” (Bakara 2/190.)
Şecaati ortaya çıkaran dürtülerin aşırı uçları korkaklık ve saldırganlıktır. İslam, korkaklığı da saldırganlığı da tasvip etmez. Bunların yerine ölçülü bir cesareti, haddi aşmayan bir mücadele anlayışını koyar. Cesaret, iyiliğin yaygınlaşmasında ve adaletin sağlanmasında gerekli bir erdemdir. Ayrıca insanın din, vatan, namus gibi değerleri savunmasında, kötülüğe engel olmasında, başına gelen zorluklara sabretmesinde cesaret erdemi büyük rol oynar. Cömertlik, fedakârlık, hakları savunma, her hâl ve şartta dürüst davranma, doğru olanı yapmaktan çekinmeme gibi faziletler şecaat erdeminden doğar.
İffet
İnsanın; yeme, içme ve cinsellik gibi bedenî ve maddi ihtiyaçları karşılarken ölçülü olması, aşırıya kaçmaması, namusunu, şerefini ve haysiyetini koruması iffet kavramıyla açıklanır. İffet erdemi insanda var olan çeşitli arzuların dinin ve aklın rehberliğinde kontrol altına alınmasıyla elde edilir. Bedenî ve maddi hazlar konusunda aşırı uçlara savrulmak İslam’da tasvip edilmez. Kişinin tüm dünyevi nimetlerden el çekerek yaşamaya çalışması aşırı bir uç iken bütün gücünü ve imkânlarını sadece bedenî ve maddi hazlar peşinde tüketmesi de diğer aşırı uçtur. Bu iki ucun ortasında iffet vardır. Kişinin ihtiyaçlarını helal yollardan karşılaması, dünyanın geçici hazları için şeref ve değerinden ödün vermemesi, her hâl ve şartta onurunu koruması iffetle ilgilidir.
İnsanın canını, malını, namusunu akıl ve vicdanını aziz kılan İslam, tüm bu hakları koruma altına da alır. İnsanın Allah (cc) katındaki değerine ters düşen fiil ve davranışları yasaklar. Yüce Allah’ın yeme, içme, geçimini kazanma ve cinsellik gibi alanlarda getirdiği sınırları koruması kişiyi Allah (cc) katında değerli kıldığı gibi ona toplum nezdinde de şeref, itibar ve saygınlık kazandırır. İffetli kişi, Yüce Allah’ın koyduğu yasaklardan kaçınır, helal kıldıklarıyla yetinir, insan olmanın onuruna ve şahsiyetine leke ve utanç getirecek davranışlardan uzak durur.
Hikmet
Bilgelik olarak da ifade edilen hikmet, İslam ahlakının temel unsurlarındandır. Hikmet erdemi aklın iman nuruyla aydınlanarak Rabbini bilmesi, O’nun yarattığı varlıkların, olay ve olguların hakikatini idrak etmesidir.
Hikmet, insanı cahilce davranışlardan, bağnazlıktan ve düşüncelerinde aşırı uçlara savrulmaktan korur. İnsanın aklen olgunlaşıp düşüncelerinde dengeli ve tutarlı olması onu ahlaken de olgunlaştırır. Dinin emir ve yasaklarındaki ilahi maksadı anlayan kişinin Yüce Allah’a olan kulluğu da güzelleşir.
Hikmetli kişi söz ve davranışlarında doğru olur, hüküm verirken adil davranır. Her zaman Allah’ı (cc) ve O’nun yaratmasındaki anlamları tefekkür eder, hakikati araştırır ve Allah’ın (cc) hoşnut olduğu şekilde yaşamaya çalışır. Hikmetli kişi hüküm verirken sadece hakkı üstün tutar, cesur davranırken nefsi için değil hakikat namına cesur davranır. İffetini, şeref ve haysiyetini insan olarak var edilmenin hikmetine uygun olarak korur.
İslam ahlakının unsurları arasında yakın bir ilişki vardır. Adalet kişisel olarak duygu, düşünce ve davranışlarda itidal üzere olmayı sağlar. Kendi iç dünyasında dengeyi bulan kişi sosyal hayatta da adaletli olmaya özen gösterir. Şecaat kişinin adaleti sağlamasında, iyiliği yayıp kötülüğe engel olmasında cesur olmasıdır. İffet, bedeni ihtiyaçların ve maddi hazların dengeli, ölçülü ve meşru bir şekilde karşılanmasıdır. Hikmet ise aklın güdü ve dürtüleri kontrol ederek kişinin nefsine hâkim olmasıdır.