

Nâs suresi, Kur’an-ı Kerim’in yüz on dördüncü ve son suresidir. Sure altı ayettir. Adını her ayetinin sonunda yer alan nâs kelimesinden alır. Nâs, insanlar demektir.
Felak suresiyle birlikte varlıkların şerrinden Allah’a (c.c.) sığınmayı ifade ettikleri için, bu iki sureye “kendileriyle Allah’ın (c.c.) korumasına sığınılan” manasında Muavvizetân veya Muavvizeteyn denmiştir. Hz. Peygamber, arkadaşlarından Ukbe b. Âmir’e (r.a.) şöyle demiştir: “Muavvizeteyni oku! Şüphesiz ki sen onların benzerini okumamışsındır.”
Nâs suresi, Felak suresiyle birlikte indirilmiştir. Felak suresinde olduğu gibi Nâs suresinde de kötülüklerden Allah’a (c.c.) sığınılması gerektiği bildirilir. Surede, pusuda bekleyip kötü düşünceler aşılayan cin ve insanların şerrinden Allah’a (c.c.) sığınılması emredilmektedir.
Bu sure Müslümanlara şunları öğretmektedir: Görünür görünmez bütün kötülüklerden insanlar Allah’a (c.c.) sığınmalıdır. Çünkü O, bütün insanların Rabbidir, melikidir ve ilahıdır. Bu ayetlerde Allah’ın (c.c.) insanlara yakınlığına, koruyuculuğuna işaret edilmektedir. Yüce Allah dilerse bütün kötülükleri etkisiz kılar. Sürekli vesvese veren, sinsice çalışan fitnecilerin şerrinden korunmak için Allah’a (c.c.) sığınmak gerekir.
Hadislerde İhlâs, Felak ve Nâs surelerinin çok faziletli olduğu ve Kur’an’ın üçte birine denk geldiği haber verilmektedir. Ayrıca şifa verici ve koruyucu özellikleri belirtildiği gibi yatmadan önce ve her namazdan sonra okunmasının gereği vurgulanmaktadır. Hz. Âişe’den (r.a.) nakledilen bir hadise göre Resulullah (s.a.v.) rahatsızlık zamanında ve gece yatağa gireceği sırada İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini üç defa okuyup avuçlarına üfler ve elleriyle bütün vücudunu sıvazlardı.
Merhaba
Gerçekten çok güzel olmuş ellerinize sağlık 5 dakikada ezberledim
Merhaba