Ali Şeriati‘nin “Dine Karşı Din” adlı eseri, din sosyolojisi açısından önemli bir tartışma sunar. Şeriati, tarihte dinin olmadığı bir toplumun bulunmadığını ve eski insanların her zaman “dinî” insanlar olduğunu belirtir. Bu bağlamda, geçmişte “din ile dinsizlik” değil, “din ile din” çatışmalarının yaşandığını savunur.
Yazar, “küfr” ve “şirk” kavramlarını derinlemesine ele alır. “Küfr” teriminin, antik dönemlerde ve İslam’da “dinsizlik” değil, “başka bir din” anlamında kullanıldığını vurgular. Benzer şekilde, “şirk” kavramının da tanrısızlık demek olmadığını, aksine müşriklerin çok sayıda tanrıya inandığını belirtir. Şeriati’ye göre, tevhid dini Allah’a inanç ve kulluk ile devrimcilik ve hamlecilik özelliklerine sahipken, şirk dini statükoyu meşrulaştırma amacını güder.
Ayrıca, Batı’da aydınların Kilise ile olan mücadelelerini de “tevhid dini” ile “şirk dini” arasındaki bir çatışma olarak değerlendirir. Bu bağlamda, “Din, halkların afyonudur” gibi söylemlerin aslında şirk dinine yönelik eleştiriler olduğunu savunur.
Şeriati, tevhid inancının insanlığın birliği düşüncesini getirdiğini ve soylar, ırklar arasındaki birlik inancına yol açtığını ifade eder. Bu eser, dinin toplumsal yapılar üzerindeki etkisini ve dinî kavramların doğru anlaşılmasının önemini vurgular.