İstişare; bir konuda doğruyu bulmak için bilgisi olan kişilerle görüşmek ve fikir alışverişinde bulunmak anlamlarına gelir. Danışma da denilen istişare, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bireysel ve toplumsal hayatında sürekli başvurduğu önemli bir ilkedir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) herkesi ilgilendiren önemli konularda arkadaşlarına danışmış ve Müslümanlarla istişare sonucunda verilen kararlara uygun hareket etmiştir.
Kur’an’da Şûra (danışma) isminde bir sure bulunur. Bu surede Yüce Allah “Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.” buyurmuştur. Böylece Kur’an danışmayı, Müslümanların önemli bir özelliği olarak vurgulamıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.), kritik konularda ortak bir tutum belirlenmesine özen göstermiştir. Bedir Savaşı sonunda esirlere nasıl davranılacağı, Uhud Savaşı’nda düşmanın nasıl karşılanacağı ve Hendek Savaşı öncesi şehrin etrafına hendek kazılması kararları istişare neticesinde alınmış ve uygulanmıştır.
Hudeybiye Antlaşması sonrası Müslümanlar arasında ortaya çıkan huzursuzluğun çözümünde Hz. Peygamberin, eşi Ümmü Seleme ile yaptığı istişare önemlidir. Müslümanlar umre için yola çıktıklarında Hudeybiye’de müşrikler tarafından durdurulmuştu. Görüşmeler sonunda bir antlaşma yapılmıştı. Antlaşmaya göre sahabe o sene Mescid-i Haram’ı ziyaret etmeden geri dönecekti. İhramlıydılar ve umre yapmadan geri dönmeyi içlerine sindiremiyorlardı. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “Kalkınız, kurbanlarınızı kesiniz, sonra tıraş olunuz.” diye davet etmesine ve bu daveti üç kez tekrarlamasına rağmen, kimse hareket etmedi. Bunun üzerine Hz. Muhammed’in eşi Ümmü Seleme, kendisinin meydana çıkıp kurbanını kesmesini ve tıraş olmasını, böylece onların da doğal olarak peygamberlerine uyacaklarını söyledi. Hz. Muhammed, eşinin tavsiyesine uygun olarak davrandığında ashab da onu takip etti.
İstişarede ortak karar alabilme ve uzman görüşüne dikkat etme öne çıkar. Ortak karar alındığı için toplumsal birliktelik kuvvetlenmiş olur. İstişare sonucu alınan karar olumsuz sonuçlar doğursa bile sorumluluk paylaşıldığı için birliktelik zarar görmez. Bizler de Hz. Peygamber gibi alacağımız kararlarda ve çözüm önerilerinde ortak akla değer vermeli, farklı görüşleri dikkate almalıyız.