8. Sınıf 5. Ünite

Kur’an-ı Kerim’in Ana Konuları

k 15193510 kuran i kerimin ana kon 5

Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’ın bütün insanlığa gönderdiği bir hidayet rehberidir. İnsanlara doğru yolu göstermek ve onların dünya ahiret mutluluğuna ulaşmalarını sağlamak için evrensel mesajlar içerir. Bireysel ve toplumsal hayatı tüm yönleriyle ele alır. İnsanın Allah’a (c.c.), yaşadığı topluma ve çevresine karşı görev ve sorumluluklarını bildirir.

Kur’an’ın içerdiği konular oldukça fazladır. Ancak Kur’an’da çokça zikredilen, üzerinde durulan başlıca konular; iman esasları başta olmak üzere ibadet, ahlak, bireysel ve toplumsal hayatla ilgili düzenlemeler, peygamberler ve geçmiş kavimlerin kıssalarıdır. Kur’an-ı anlamak öncelikle bu ana konuları bilmeye ve anlamaya bağlıdır.

İnanç

İnanç, sözlükte “itikad, iman, birine duyulan güven” anlamına gelir. Dini terim olarak, Allah’ın (c.c.) peygamberleri aracılığıyle bildirdiği esasları tereddütsüz kabul etmek, gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmaktır.

İslam inancının temeli, Allah’ın (c.c.) varlığına ve birliğine imandır. Her şeyi bilen, gören, duyan ve her şeye gücü yeten Allah’a (c.c.) inanmak, mümin olmanın ilk şartıdır. Kur’an ayetlerinin bir çoğu, Allah’ın (c.c.) birliğini, eşi ve benzeri bulunmadığını vurgular.

Peygamberlere inanmak, Allah’ın (c.c.) insanlara doğru yolu göstermek için insanlar arasından seçtiği kimselere ve onların Allah’tan (c.c.) getirdiği vahiylerin doğru olduğuna inanmaktır. Kur’an-ı Kerim’de “… Geçmiş her ümmet içinde de mutlaka bir uyarıcı peygamber bulunmuştur.” buyrularak her topluluğa peygamber gönderildiği belirtilmiştir. Ayrım yapmadan bütün peygamberlere iman etmek gerektiği Kur’an’da şöyle dile getirilmektedir: “Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden, Allah’la peygamberleri arasını ayırmak isteyen, “Bir kısmına inanır bir kısmını inkâr ederiz” diyerek ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler, işte onlar gerçekten kafir olanlardır…”

Peygamberlere iman, Allah (c.c.) tarafından onlara indirilen kitaplara inanmayı gerektirir. İlahi kitaplar, peygamberlere Cebrail (a.s.) aracılığı ile ulaşmıştır. Kur’an’da kitaplara ve meleklere imanın farz olduğunu bildiren bir ayette şöyle buyrulmaktadır: “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler
de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler…”

Kur’an’da yer alan inanç esaslarından biri de ahirete imandır. Ahirete iman, insanın yaptıklarının karşılığını göreceği, hiçbir varlığın amaçsız ve boş yere yaratılmadığı sonucuna ulaştırır. Kur’an’da ahirete iman, Allah’a (c.c.) iman ile yan yana zikredilmiş ve inanç esasları arasındaki önemine dikkat çekilmiştir: “… Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur.”

İman esasları bir bütündür. Bir kişinin Müslüman olması için Kur’an’da yer alan bu esasların tümünü hiç bir şüphe taşımadan, gönülden kabul etmesi gerekir.

İbadet

Sözlükte; boyun eğme, itaat etme, saygı duyma” anlamlarına gelen ibadet terim olarak, Allah’ın (c.c.) insanlara emrettiği ve insanların da yapmakla yükümlü oldukları tüm davranışlardır. İman esaslarını kabul eden bir Müslüman, imanın gereklerini ibadetler yoluyla yerine getirir.

Kur’an-ı Kerim’de, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” ayetiyle insanın yaratılış amacının Allah’a (c.c.) ibadet etmek olduğu açıklanmaktadır. Allah’a (c.c.) sadece insanlar değil, kâinat ve içerisinde yer alan tüm varlıklar, yerde ve gökte ne varsa ibadet etmektedir. Yüce Allah, “Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah’a secde ettiklerini görmüyor musun?…” buyurarak bu gerçeğe işaret etmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de namaz, oruç, zekat ve hac ibadeti ile ilgili pek çok ayet bulunmaktadır. Bununla birlikte anne babaya iyi davranmak, sadaka vermek, kurban kesmek, Kur’an okumak, dua etmek de ibadet sayılmıştır.

Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak amacıyla yapılan her hareket, davranış ve düşünce başlı başına bir ibadettir. Güzel söz söylemek, insanlara zarar verecek şeyleri yoldan kaldırmak, canlıları korumak, insanların üzüntüsünü paylaşmak, sevincine ortak olmak da birer ibadettir. Bu davranışlar insanları iyiliğe ve güzelliğe yönlendirir. Yüce Allah, bir ayette şöyle buyurmaktadır: “… Ana babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin…”

İman, ibadetler yoluyla kalbe yerleşir. İbadetler, hem birey ile Allah (c.c.) arasında hem de inananlar arasında bağ oluşmasını sağlar. İbadetlerde devamlılık, kişilerde ahlaki değerlerin yerleşmesine ve pekişmesine yardımcı olur.ibadete örnek ayetler

Ahlak

Ahlak, sözlükte “huy, mizaç, karakter” anlamlarına gelir. Terim olarak; insanın, iyi veya kötü olarak vasıflandırmaya yol açan manevi nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu davranışlarının bütünüdür.ahlakı kurandı e1557787734300Kur’an’da inanç ve ibadet konuları yanında ahlak konusunda da pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerde iyilik yapmak, güzel söz söylemek, doğruluk, sabır, yardımlaşmak, sözünde durmak, adaletli olmak gibi güzel ve yararlı davranışlar emredilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bir ayette: “Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasak eder…” buyrulmaktadır. Dedikodu, iftira, yalan, cimrilik, israf, haksız kazanç gibi kötü davranışlar ise yasaklanmıştır. Yüce Allah bir ayette şöyle buyurmaktadır: “Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah’tan sakının…”

İslam dininin amaçlarından biri de insanı manevi kirlerden arındırıp güzel ahlaka sahip olmasını sağlamaktır. Bu ahlaki faziletler, Hz. Peygamberin şahsında görülmektedir. O, hayatını tamamıyla Kur’an’a göre şekillendirmişti.

Sosyal Hayat

Muamelat; “İnsanlar arasındaki hukuki, beşeri ve sosyal ilişkileri düzenleyen hükümler” anlamına gelir.30 Kur’an-ı Kerim’de sosyal hayatı konu edinen ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerde borç alıp vermek, alışveriş yapmak, evlenmek, boşanmak, miras, suçlar ve cezalar gibi sosyal hayatla ilgili bir takım hükümler yer almaktadır.

Kur’an-ı Kerim, hayatın tüm alanlarını düzenleyen, Müslümanlara toplum olarak nasıl yaşamaları gerektiğini bildiren bir kılavuzdur. Bu nedenle Müslümanlar, bireysel ve sosyal yaşamlarında Kur’an-ı rehber edinir ve Kur’an-ı Kerim’in sosyal hayata yönelik ortaya koyduğu bu kurallara uygun yaşar. Böylece Müslümanlar, hayatlarının her alanına doğruluk, dürüstlük, adaletli olmak gibi ahlaki değerleri yansıtırlar.

Kıssalar

“Hikaye etmek, anlatmak, haber vermek” anlamlarına gelen kıssa, Kur’an-ı Kerim’deki geçmiş peygamberler ve kavimlerle ilgili ibret verici olayları ifade eder. Kur’an-ı Kerim’in ana konuları arasında yer alan kıssalar, insanlar için öğüt ve ders niteliğindedir. Kıssalarda, peygamberlerin kavimlerini tevhid inancına davet etmeleri, tebliğ yaparken karşılaştıkları zorluklar, inkârcıları ikna etmek için gösterdikleri mucizeler, inananların ve inkâr edenlerin akibeti anlatılır. Ayrıca peygamberlerin örnek şahsiyetleri, insanlarla kurdukları iletişimden de bahsedilir. Kur’an-ı Kerim’de, kıssaların anlatılmasının amacı “Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır…” ayetiyle bildirilmiştir. Buna göre, kıssalar Kur’an-ı Kerim’de yer alan emir ve yasakların hayata geçirilerek somutlaştırılması için bir vasıtadır. Çünkü Kur’an-ı Kerim, kıssalar yoluyla geçmiş milletlerin sergiledikleri tutumun sonucunu göstererek iyiliğe teşvik edip, kötülükten sakındırır. Kur’an kıssalarının bir amacı da Hz. Peygambere inanmayan müşrikleri uyarmak ve Peygamberle beraber ilk Müslümanların yaşadıkları sıkıntılara karşı dayanma güçlerini arttırmaktır. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de “(Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz. Bunlarda sana hak, mü’minlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir.” ayetiyle dile getirilmiştir. Kıssalar, geçmişte meydana gelen olayları haber vermekten ibaret değildir. Yaşadığımız döneme de ışık tutar ve Müslümanlara kılavuzluk eder.

bir yorum yaz