Mart 2020’den beri evdeyiz. Bu evde kalıyor olmak, herkese farklı kapılar açtı. Maalesef kapanan kapılar da oldu. İnşaallah yeniden yaşama tutunacak morali bularak daha iyi günlere ulaşırız.
Pek çoğu gibi ben de şimdiye dek izlemediğim kadar sinema izledim. Önce Behzat Ç. sebep oldu blutv ile tanışmama. Orada takılırken uzak kalamadığım netflix girdi hayatıma; bu konuda da komşuma müteşekkirim. Ancak bunlar ile daha çok eğlencelik zaman geçirmiş olduğumu gördüm, ne kadar gerçekten bana farkındalık kazandıran bilgi dolu yapımlar olsa da…
Ta ki sinemalar üzerinde düşünsel yorumlar dinleyinceye kadar. Gördüm ki sinema da kitap okumada gösterdiğimiz ciddiyetin gösterilmesi gereken bir sanat/bir üretim alanı. Bu farkındalık kazanınca aynı bir kitabı okurken okuduğumuz kitabı ciddiye aldığımızda, nasıl ki onun yazarı ve kitabının yazımında yaşadığı süreci tanımak önemli oluyor; aynı bunun sinema sanatında da önemli olduğunu gördüm.
Bu sanatta gözlerimi sadece eğlence amaçlı kullanmayıp anlamak için de kullandığımı görünce, sanata eşlik eden bilgi benim için daha önemli olur oldu ve bu beni yeni bir platformla buluşturdu: MUBI
Aynen bir sinema salonuna her gün uğrar gibiyim. Her gün gösterime yeni bir sinema giriyor, her gün gösterimden biri kalkıyor. Adeta yetişen izliyor.
Her kitap nasıl ki herkese göre değil, her sinema da herkese göre değil. Özenle seçilmişler içinden sen de sana göre olanı o gün izleyebiliyorsun.
Her güzelliğin maalesef ki bir bedeli var. Sen de gözlerini anlamak ve estetik duyarlılıklar ile kullanıyorsan görmeye değer pek çok yapımı benim referansımla bir ay BEDAVA izleyebilirsin.