Fast food ile beslenen bir toplum olarak Amerikalılar ciddi anlamda obezite sorunu ile karşı karşıyadırlar. Filmin yönetmeni Spurlock, bu konuya eğilerek bir araştırma çalışması yapar ve belgesel tadında bir yapım hazırlar. Kendisi gün boyunca sadece Mc Donalds’dan yemek yer. Bunu bir ay sürdürür. Çok geçmeden hem fiziksel olarak hem de ruhsal açıdan belirgin etkilerini gözlemlemeye başlar. Öyle ki ikinci haftanın sonunda doktorların ifadesi ile ölüm tehlikesi ile burun buruna gelmiştir. Superlock, bu araştırması dahilinde özellikle reklam sektörünün de desteği ile müptelası haline gelinen Mc Donalds ve benzeri fast food firmalarının, insan hayatındaki tehlikesini gözler önüne seriyor.
2002 yılında ABD’de New York’ta yaşayan iki genç kız, insanlara sağlıksız yiyecekler sattığı gerekçesiyle bazı fast-food şirketlerini dava ettiler. Kızlardan biri 14 yaşında 150 cm boyunda ve 90 kiloydu, diğeri ise 19 yaşında, 170 cm ve 130 kiloydu. Dava, 6 ay sonra sonuçlandı ve mahkeme; iki kızın vücudundaki değişikliklerin ünlü bir fast-food markasından yedikleri yiyeceklerden kaynaklandığını gösteren yeterli kanıt olmadığı için davayı düşürdü. Bu davadan sonra pek çok kişi aynı gerekçelerle fast-food markasını dava etmeye başlıyor ancak davalar bir bir düşürülüyor, davalı lehine sonuçlanmıyordu. Dava yargıcının verdiği karara göre; açılan davaların haklı görülebilmesi için dava edilen fast-food markasının ürünlerinin her gün ve her öğün tüketimi sonucunda insan sağlığında ciddi zararlar oluşturması ve şirketin buna rağmen ürün tüketimine teşvik ediyor olması gerekiyordu.
Yaşanan olaylardan sonra, obezite salgınına dikkat çekmek için Amerikalı belgesel ve film yapımcısı Morgan Spurlock, 30 gün boyunca her gün ve günde 3 öğün söz konusu fast-food markasının yiyecekleriyle beslenmeye karar verdi. 2004 yılında yayınlanan ve Morgan Spurlock’un kendi yazıp yönettiği “Super Size Me” (Şişir Beni) belgeseli, Spurlock’un bu 30 günlük beslenme hikayesini anlatır ve obezite hakkında daha birçok konuya değinir.