Çevre Din Kültür Felsefe

Türkiye Bir Cennet

Mick Amca Türkiye Bir Cennet

Mick amcayı cânı gönülden kutluyorum. Rakamlarla ifade edildiğinde %99’u Müslüman bir ülke olarak adlandırılan ülkemizin insanlarının “cennet” ile büyük bir sorunu olduğunu düşünüyorum. Allah’a inandığını söyleyen bir Müslümanın, Evreni Var Eden ile ilişkisinin nasıl olduğu konusunda araştırma yapan birinin ülke insanımızı gözlemleyerek varacağı sonuçlar acaba nasıl olacaktır? İslam’ın beş şartını yerine getirdiğini ifade eden Müslümanların bu beş şartı kendisi adına yerine getirdikleri İlah ile Evreni Var Eden acaba aynı ilah değil midir? Sorumu; sorumu oluşturan tüm kelimelerin hakkını vererek, üzerinde düşünerek sorduğumu akıllı okuyucu görecektir. Tevhidi bir derviş virdi haline getiren din kültürümüzün oluşmasına etki eden tüm din anlatıcıların tevhide yaptıkları bu muameleden mes’ul olduklarını düşünüyorum. Her halde Allah’ın “Ey iman edenler, … iman edin!” (Nisa, 136) emri anlamsız değildir. Allah’ın seslendiği iman edenler, zaten “Allah’a peygamberine ve ona indirilen kitaba iman edenler” değil mi? Allah bu sözlerle insana seslendiği an – peygamberin bu söz kendine gelip de tebliğ ettiği an; Allah’ın muhatap aldığı o anki insanlardan beklentisi onların gelecek zamanlarına yönelik miydi? yoksa hemen o anda, dünyada, yaşarken yaşadıkları yerde, yaşadıkları arazide onlardan Evreni Var Eden’e ve onun vahyini getirene imanları gereği ameller miydi beklenen? Peki bu ameller belli bir şekli ve muhtevası olan namaz, oruç, kurban ve hacdan mı ibaretti? Yoksa bu sözlere muhatap olan insan, Allah’a bu eylemleri ile inancını gösterirken kendinden Evreni Var Eden’e bir kul (köle/işçi) olarak onun mülkünü koruma, kollama, geliştirip imar etme (Hûd, 61) de istenmiş, beklenmiş olmasın?! Câmide Allah’ın huzurunda namaz kılan bir mümin; camiden çıkınca yürüdüğü sokakta, gezdiği parkta, yürüdüğü sahilde, çalıştığı iş yerinde, eğitim aldığı okulda… acaba başka bir İlahın mı mülkündedir? Cami ile cami dışındaki yerler başka bir ilaha mı aittir de namaz kılan bu mekanlarda bu mekanı Var Eden’e karşı bir sorumluluk duygusu geliştirmiyor? Cami Allah’ın evi de cami dışındaki yerler kime ait? Evreni Var Eden ile kendisine namaz kıldığımız aynı Varlık değil midir? İşte tevhit ve işte şirk! Cami ve cami dışındaki tüm mekanın sahibi eğer aynı Varlık olduğuna iman ediyorsak peygamberimizin “yeryüzü bana mescit kılındı” sözüne de itibar ediyoruzdur. Biz Ona iman edenler; bu imanımızı camilerde namaz kılarak ona kul olduğumuzu ifade ederken acaba cami dışında kime kulluk ediyoruz? Evreni ve onun var ettiği cenneti temiz tutmayarak, peygamberimize mescit olan yeryüzünün doğasını/yapısını/fıtratını bozarak ona kulluk etmiş oluyor muyuz? Biz akıllı canlıları yeryüzünde var ederek buranın imarından sorumlu tutan Yaratan’ımıza karşı Onun mülkünü atıklarla doldururken hiç utanmıyor muyuz?

Elin adamı senin dininden/ırkından/kültüründen olmadığı halde kendinin topraktan gelip toprağa döneceği bilincinde bir “cennete inanan” olarak sana soruyor: utanmıyor musun?

bir yorum yaz